google-site-verification: google5de5c95d93b82466.html Hayır Diyebilmek | Meftun.Art
top of page
  • Yazarın fotoğrafıHatice Nur Cahan

Hayır Diyebilmek


Eğer bir münzevi değilseniz insanlarla iletişim halinde olmadığınız-neredeyse- tek bir gün bile yoktur. Bu yüzdendir ki hayatımız boyunca bir sürü insanla samimi veyahut mesafeli bağlar kurarız. Bağ kurduklarımız tarafından da zaman zaman tekliflere, önerilere ve isteklere maruz bırakılırız. Bu çeşitli durumlar bazen bize cazip gelir bazense aklımıza hiç yatmaz. Reddetmek için tüm hücrelerimiz bizi uyarsa da dilimiz bir türlü olumsuz bir cevap veremez yani açıkça hayır diyemez. Gelin, hep birlikte birçoğumuzun içinde yara olan bu “hayır diyememe” mevzusuna yakından bakalım.

Jim Carrey’nin başrolde olduğu “Bay Evet“ isimli filmini belki izlemişsinizdir. Filmde her şeye hayır demeye alışmış Carl, kişisel gelişim seminerine katılır, orada daha iyi bir yaşam için her şeye evet demesi gerektiği söylenir. Bunun sonucunda hayatının karmaşık ve zorlu bir hale gelmesi esprili bir dil ile anlatılır.


Evet demenin ağırlığını yaşamayanımız yoktur neredeyse, peki ya hayır? Sahi, hangi durumlarda hayır diyemiyoruz?



Diyelim ki yoğun bir gün geçiriyorsunuz; halletmeniz gereken işler, son teslim günündeki ödeviniz ve hatta şansınıza tüm bunlara ek bir de baş ağrısına sahipsiniz. Siz tüm bu keşmekeşin içinden sıyrılmaya çalışırken bir telefon geliyor ve çok sevdiğiniz arkadaşınız sizden bir konuda acil yardım istiyor, ne yaparsınız? Eğer “hayır diyemeyen” grupta iseniz işiniz biraz zor. Çünkü daha sıkışmış ve huzursuz hissetmeniz olağan. Yakınlık duyduğumuz insanların bazen işyerindeki bazen de okuldaki kısacası bizden daha üst mertebedeki kişilerin isteklerini yerine getirme zorunluluğu hissedebiliriz. Bu zorunda olma hissi bizi ağır bir yükün altına iter. Dolayısıyla hem ruhsal hem fiziksel olarak farklı şekillerde bedenimize yansır: Kimisinde ağrı kimisinde bulantı kimisinde ise çok daha derinlerde bir sancı...



Eğitimim sırasında anlatılan, bu konuya oldukça uygun bir psikolojik vakadan söz etmek istiyorum. Vaktiyle kurumsal bir firmadaki çalışan, patronu tarafından-kendisine vazife olmayan ve yapmak istemeyeceği- bir işi yapmaya zorlanır. İşini kaybetmemek, ailesini zor duruma düşürmemek için kendini tutar, reddedemez ve işi halleder. Sonrasında ise tuhaf bir biçimde sesini kaybeder, konuşamaz. Doktorlara gider, testler yaptırır. Ortada fiziksel bir sorun bulunmayınca bir psikolog tarafından işin iç yüzü ortaya çıkartılır ve o çalışan aylarca sürecek bir terapiye başlar.


Bizi yıkıma sürükleyen , kendimize saygımızı azaltabilen, başkaları tarafından bizi “değersiz” kılabilen bu “hayır diyememe“ sıkıntısından kurtulmanın yolları olmalı diye düşünmeden edemiyor insan. O halde meselenin özüne inerek başlayalım. Neden hayır diyemiyoruz? Hayır demenin sonuçlarına katlanmak istemediğimizden (çatışma-kavga), sorumsuz biriymiş gibi hissetmemek için, çevremizdekilerin sevgisini kaybetmemek ve dışlanmamak için, iş-okul hayatında kimi fırsatları kaçırmamak için bazen de takdir görebilmek için.

Nasıl diyebiliriz: Eğer hayatımıza hayır diyebilme yetisini kazandırmak istiyorsak içe dönük bir düşünmeyle başlayabiliriz. Mesela bizi meşgul günümüzde arayan arkadaşımız bizi biz olduğumuz için seven biri mi yoksa çıkara dayalı bir ilişkinin öznesi mi? Veya fırsatları kaçırmamak için giriştiğimiz ve kendimizi yıkarak evet dediğimiz iş ne kadar gerekli? Ardından anlık bir teklifle karşı karşıya kaldığımızda hemen cevap vermemek de “hayır”ın önayağı olabilir. Ve elbette tüm bunların yanında sert bir hayır yerine dilimizin dolambaçlı sözlerini kullanarak muhatabımıza tatlı bir hayır diyebiliriz.


Bu hayat bizim ve sınırlı bir vaktimiz var. Bunu başkalarıyla iyi şekilde geçirmek ile başkalarına istemeden harcamak arasında bir hayli fark var. Kendimizi yıkmamak, sıkıntıya girmemek ve çevremizdekileri bu aşırı “evet” halimize alıştırmamak için hayır diyebilmeyi hayatımıza yerleştirmemiz iyi bir fikir olabilir. Hem hayır diyebilmek genel olarak ruhumuz, bedenimiz ve kendi yaşamımız için iyidir hem de bizi güçlü kılan bir şeydir.


Erich Fromm’un şu sözüne kulak kesilelim o halde: “Direnme gücü, dünya evet sözcüğünü duymak istediğinde hayır diyebilme yetisidir.” Hayır demekten çekinmediğimiz günlere…

kaynakça:



517 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page