google-site-verification: google5de5c95d93b82466.html Kısa Bilgin Bir Hayat mı Yoksa Uzun Cahil Bir Hayat mı? | Meftun.Art
top of page
  • Yazarın fotoğrafıAzad Ceylan

Kısa Bilgin Bir Hayat mı Yoksa Uzun Cahil Bir Hayat mı?

Bilginin başa açtığı bela korkusundan mıydı, benim kendime olan güvensizliğimden miydi bilmem ama yazdığım birçok yazının sonu bir pervane gibi ateşte yanmak olmuştu. Yine elimde bir tomar kâğıt ve üzerlerine yazılmış bir hayat. Bu tomar kâğıt ise sobada yanan kor ateşin himayesinde. Yazılmış bu hayat için ne kadar da tekinsiz bir himaye. Gözüm bir kâğıt tomarında bir sobanın akkorunda. Sanki kâğıt amel defterim, soba da amelimin bedeli. Şimdiden biçilmiş sanki benim kaderim. Amel defterim elimde, sobanın yanan ateşine bakıyordum. Ateş alazları, kâğıtları kül etmek için bekliyormuş gibi harlandı. Alazlar kâğıtları, kâğıtlar okunmayı arzuluyordu. En azından ateşin arzusunu yerine getirmeye muktedirdim. Kâğıtları tam ateşe doğru uzatırken "Ay, o kadar da yazdı!" diyen bir kız öğrencinin sesiyle irkildim.


Yıllarca ve sayfalarca şiirler, denemeler ve öyküler yazdım. Kelimeleri, zihnimin en izbe ve karanlık köşelerinden bazen bir cımbızla seçerek bazen de heybeden avuç avuç alınan tohumların en ilkel yöntemlerle toprağa serpiştirildiği gibi sayfalara serperek yazdım. Zihnimin karanlık kıvrımlarından çıkan bilgiler, çıktıkları abis yer gibi geleceğimi de karartıyorlardı. Bilgi, tabiatı gereği önümüzü aydınlatsa da değer görmediği bu topraklarda geleceğimizi karartıyordu. Çünkü bilgisizlikten, cehaletten beslenip güçlenenler böyle istiyorlardı. Cehaletten kurdukları imparatorluklarını kaybetmek istemiyorlardı. Onun içinde bu imparatorluklarının temelini sarsan en ufak bilgiye bile tahammül edemiyorlardı. Onların gözünde her bir kitap bir top gücünü ve sözcüklerse birer top mermisinin tehlikesini taşıyordu.


İşte yol ayrımında gelinen bu nokta da bir karar vermek gerekiyor. Ya bilgisiz ama aydınlık bir gelecek ya da bilgili ama karanlık bir gelecek. Korkularıma yenilip aydınlık bir geleceği seçtiğim her anda yazdıklarımı karşımda kızıl kızıl yanan bu odun sobasının ateşiyle buluşturdum. Alazlar, sayfaları bir ejderha nefesiyle karşılayıp kızıllığına renk kattı. Zihnimi aydınlatmalarından korktuğum sayfalar bu sefer de kızıl kızıl yüzümü aydınlatıyordu. Çoğu zaman ateş içinde cılız bir dal gibi dayanıksız yanan kelimelere acımak yerine, yaptığı kötülükten haz duyan yüreği kararmış bir adam gibi sinsice tebessüm ettiğimi fark ettim. Bu tebessümün, yüzümde oluşturduğu kırışıklıklara yüreğimdeki en korkak kişiliğimin gölgesi düşüyordu. Bilgisiz uzun bir hayatı, bilgin ama kısa bir hayata yeğliyordum. Kızıl kızıl yakılan bilgilerin yanlışlığını o an fark edemiyor insan. Şimdi ise bariz anlıyorum ki kısa ama bilgin yaşanan bir ömrün, uzun ama cahil yaşanan bir ömürden evla olduğunu ve asıl aydınlığın uzun yaşanan bir ömür olmadığını.



105 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kırmızı

bottom of page