top of page

RESİM SANATINDA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK PORTRELERİ

  • Yazarın fotoğrafı: Şeyda Ergüven
    Şeyda Ergüven
  • 30 May 2021
  • 5 dakikada okunur

Bir insanın başı, göğüs ya da dize kadar olan bölümünün boya, desen, grafik ya da heykel malzemesiyle o kişinin fiziksel ve ruhsal özelliklerini yansıtacak şekilde ifade eden resimlere portre denir. Çok sayıda yerli ve yabancı sanatçının Osmanlı resim sanatında hükümdarların, kadın sultanların, devlet erkanının büst, yarım veya tam boy portrelerini farklı teknik ve üsluplarla yaptığı bilinir ve bu portre geleneği Cumhuriyet döneminde de devam ettirilmiştir. Portresi yapılan bir isim vardır ki Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. Resim sanatında Atatürk'ün portrelerini sizler için bir araya getirdim ve şimdi bu portreleri birlikte keşfedelim.


Seriye Avusturyalı ressam Wilhelm Victor Krausz imzalı Atatürk'ün ilk portresiyle başlayalım. Portre, tahta üzerine yağlıboya tekniğinde yapılmış ve 1916 tarihlidir. "Anafartalar Grubu Kumandanı Mustafa Kemal" adlı portrede Atatürk, askeri üniformasıyla ve Enveriye adlı asker başlığıyla büst biçiminde betimlenmiştir. Portrenin sağ üst köşesinde "Moustapha Kemal Commandent de Groupes des Anafarta le 19.10.1915" yazısı bulunmaktadır. Günümüzde Anıtkabirde sergilenen bu portreyi sanatçı, muhtemelen Çanakkale Savaşının resimlerini yapmak için görevlendirildiği sırada yapmış olmalıdır (Gör.1).


Atatürk portresini yapan bir sanatçı da Alman Prof. Arthur Kampf'tır. Fikret Mualla, Hale Asaf gibi sanatçıların Berlin Akademisi'nde hocalığını yapmış olan Kamppf, başta Hitler olmak üzere birçok Nazi yöneticisinin portrelerini yaparak ünlenmiş, 1918 yılında da Türkiye'ye gelerek Atatürk'ün portrelerini yapmıştır. Bu portrelerden ilki, Çankaya Köşkü'nde bulunan 1927 tarihli portredir. Atatürk, askeri üniformasıyla ayakta betimlenirken, bir elinde şapkası diğer elinde sigarasını tutmaktadır (Gör.2).





Arthur Kampf'ın diğer portresinde ise Atatürk frak, beyaz gömlek ve papyon üçlemesiyle betimlenmiş, bir Türk bayrağı önünde ayaktadır (Gör.3).








Cumhuriyet'in ilanından sonra ilk Türk ressam tarafından yapılan Atatürk portresi, Mihri Müşfik'e aittir. Mihri Müşfik, ilk kız sanat okulu olan İnas Sanayi Mektebi'nin kurucusu kadın ressamımızdır. Müşfik, 1922 yılında Yunan ordusunun denize dökülmesinin ardından Mustafa Kemal'i mareşal üniformasıyla ayakta betimleyen yaklaşık 3 m boyutundaki portreyi yapmış ve portreyi Çankaya Köşkü'ne götürerek Atatürk'e sunmuştur. Atatürk'ün beğenisini alan portre, halkevlerinin açılışı için büyük salona asılmasını istemiş, daha sonra bu portre Yugoslavya Kralı Alexandre'a hediye edilmiştir. Fakat bu portre, II. Dünya Savaşı sırasında Belgrad Sarayı'nın tahrip olması sonucu kaybolmuştur (Gör.4).


İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde 1926 tarihli yağlıboya tekniğinde yapılmış "Atatürk" adlı bir portre çalışması bulunmaktadır. Portre, genellikle manzara resimleriyle tanınan Nazmi Ziya Güran'a aittir. 1908'de Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun olduktan sonra Paris'e gitmiş, Signac'tan resim eğitimi almış ve ilk Türk empresyonisti olarak 1913 yılında Türkiye'ye dönmüştür. Söz konusu yaptığı portrede sanatçı Atatürk'ü, mareşal üniformasıyla dürbün tutarken ayakta betimlemiş, Atatürk'ün vücudu sabit yüzü ise ressama dönük vaziyettedir. Oldukça gerçekçi yapılan portrede ışık-gölge oyunları seyirciyi resmin içine çekmekte ve derinlik etkisi yaratmaktadır (Gör.5).






Cumhuriyet dönemi resminde portre ressamı olarak ilk akla gelen şüphesiz ki İbrahim Çallı'dır. Osman Hamdi Bey ile tanışıp Sanayi-i Nefise Mektebi'ne giren Çallı buradan mezun olduktan sonra Paris'e gitmiş, Cormon'un atölyesinde çalışmalar yaptıktan sonra 1914 yılında Türkiye'ye dönmüştür. 1924 yılında Atatürk'ün portresini yapmak için izin istemiş ve Atatürk: "Sen gönüllerde yatan Mustafa Kemal'in resmini yapmak istiyorsun. O zaman benim modelliğime ne gerek var" yanıtını vermiştir. O sıralarda Atatürk'ün silah arkadaşlarından Cemil Ubaydın, Atatürk'ün de her devlet başkanı gibi portresini yaptırmasını bunun için de İbrahim Çallı, Feyhaman Duran ve Ayetullah Sümer'in görevlendirilmesini istemiştir. Atatürk bu hamleyi geri çevirmemiş ve sanatçıları Ankara'ya çağırarak birçok kez poz vermiştir. Bunlardan biri 1935 tarihli muşamba üzerine yapılan yağlıboya portredir. Günümüzde Mimar Sinan Üniversitesi koleksiyonunda bulunan "Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa" adlı bu portrede Atatürk frak, beyaz gömlek ve papyonuyla bir koltukta otururken yarım boy olarak betimlenmiştir (Gör.6). Sanatçının bir de Şişli İnkılap Müzesi'nde bulunan bir Atatürk portresi bulunmaktadır. "Sert Bakışlı Atatürk" olarak adlandırılan portrede 1937 tarihlidir ve Atatürk büst biçiminde soluna bakarken betimlenmiştir. Sanatçı ayrıca ışık-gölge oyunlarıyla portreye derinlik kazandırmıştır (Gör.7).



Üslup ve teknik açıdan Çallı'ya benzeyen ve portreyi resim sanatına sokan bir ressam da Feyhaman Duran'dır. Galatasaray Sultanisi'nde eğitim gören Duran, daha sonra Paris'e giderek Jean Paul Laurens, Cormon'un yanında eğitim almıştır. 1914 yılında I. Dünya Savaşının çıkmasıyla İstanbul'a dönmüş ve burada Galatasaray sergilerine katılmıştır. 1939'da Çallı ve Ayetullah Sümer ile birlikte Ankara'ya çağrılan sanatçı, manzaranın dışında yaptığı yirmiye yakın Atatürk portresiyle ün kazanmıştır. Bunlardan biri 1937 tarihli tuval üzerine yağlıboya tekniğinde yapılmış Atatürk portresidir. Günümüzde İstanbul Üniversitesi Feyhaman Duran koleksiyonunda yer alan portrede Atatürk frak, beyaz gömlek ve papyonuyla bir koltukta oturmakta, vücudu yana dönük yüzü ise sanatçıya dönük vaziyette betimlenmiştir. Portrenin sağında sanatçının imzası ve portrenin yapıldığı tarih olan "Feyhaman Duran 1937" ibaresi yazılıdır (Gör.8). Bu portrenin hemen sağında görülen fotoğraf, muhtemelen sanatçının portreyi bitirdikten sonra çektirdiği bir fotoğraf olmalıdır (Gör.9).


Atatürk portresini yapan bir sanatçı da Namık İsmail'dir. 1914 Kuşağı temsilcilerinden olan Namık İsmail, resim eğitimi için Avrupa'ya gönderilmiş ancak 1914 yılında I. Dünya Savaşının başlamasıyla ülkesine geri dönmüş ve Şişli Atölyesi'nde çalışmalarını sürdürmüştür. Bu çalışmalardan biri 1935 tarihli Atatürk portresidir. Günümüzde Moda Deniz Kulübünde bulunan portrede Atatürk frak, beyaz gömlek ve papyonlu kıyafetiyle yarım boy olarak betimlenmiştir. Portrenin arka planı düz kahverengine boyanmıştır (Gör.10).




Çağdaşları gibi Atatürk portresi yapan bir sanatçı da portre ressamlığından illüstratörlüğe yönelen Sabiha Bozcalıdır. Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun olduktan sonra Paris'e giderek Signac'ın öğrencisi olmuş ve davet edildiği Mısır'da saray için yaptığı resimler ve Roma'da Papalık Müzesi için yaptığı resimlerle ünlenmiştir. Sanatçı, Atatürk'ün 20 Eylül 1924 yılında Balkan Savaşı sırasında Hamidiye Kruvazörü Subay salonuna hediye ettiği bir fotoğrafa bakarak bir nevi yağlıboya portre olarak kopyasını yapmıştır. 1981 tarihinde yaptığı bu yağlıboya portre günümüzde halen İstanbul Deniz Müzesi'nde bulunmaktadır. Portrede Atatürk yarım boya betimlenmiş, yüzü ve vücudu sanatçıya dönük vaziyettedir. Portrenin solunda Atatürk'ün kendi el yazısıyla yazdığı "Hamidiye kumanda ve zabitan heyetine seyahat hatırası. 20 Eylül 1340 Gazi Mim Kemal" ibaresi yazılıdır (http://www.ayorum.com/haber_oku.asp?haber=3688 ) (Gör.11).


Yakın bir dönem de yapılan ve son Atatürk portreleri de Avni Akbaş'a aittir. Arbaş, asker ressamlardan Mehmet Ali Bey'in yönetimindeki resim atölyesinde çalışmıştır. Resimlerini "Seçmeci" adı verilen ayrıntıya değil öze önem verilen bir bakış açısıyla yapmış, bunlar arasında Atatürk'ün büst, yarım ve atlı portreleri de vardır. Bu yağlıboya portreler 1988-90 yıllarından itibaren yapılmış ve günümüzde bu portrelerden bazılarının nerede oldukları bilinmemektedir. Portrelerinde doğal yapıyı bozmadan özgür bir soyutlamaya giden Arbaş, kuralcı anlatımdan ziyade duygulu bir soyut anlatımı tercih etmiştir (Gör.12-13).


Mustafa Kemal Atatürk'ün Karakalem Portreleri...


Atatürk'ün yalnızca yağlıboya portreleri değil, karakalem portreleri de yapılmıştır. Bu portrelerin önemi ise Atatürk'ün huzurunda yapılmış olmalarıdır. Bunlardan ilki, Ratip Tahir Burak'a aittir. Daha çok karikatürist olan tanınan Ratip, Cumhuriyet'in ikinci yıldönümü gecesindeki baloda büyük bir karton üzerine Atatürk portresi yapmış ve kendisine takdim etmiştir. Portreyi beğenen Atatürk, çevresini saran kalabalığında görüşlerini almış ve herkesin beğenisi kazanan portre gecenin hatırası olarak baloya katılanlar tarafından imzalanmıştır. 29 Ekim 1925 tarihinde bu portre, İçişleri Bakanı Cemil Uybadın tarafından çoğaltılmış ve baloya katılanlara hediye amacıyla dağıtılmıştır (Gör.14).


Atatürk'ün karakalem bir portresini de 1935 tarihinde Saip Tuna çizmiştir. Ankara'nın portre ressamlarından biri olan sanatçı, Ankara'nın siyaset ve kültür adamlarının uğrak ve sohbet yeri olan Karpiç Lokantası'nda yapmıştır. Yemek sırasında portreyi çizen Saip Tuna, Atatürk'ün masasına giderek portreyi sunmuş ve karşılığında iltifatlar almış ve yaptığı bu portreyi imzalatmıştır (Gör.15).


Türk resim sanatı tarihinde bu sanatçılardan başka Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün portrelerini Zeki Karameni (1900-59), Melik Aksel (1903-87), Hamit Görele (1900-81) ve Şefik Bursalı'da (1905-90) yapmıştır.


KAYNAKÇA

Başkan, Seyfi (2005), "Bazı Atatürk Resimlerinden Örneklerle Cumhuriyet Resminde Figür" Atatürk Araştırmaları Merkezi Dergisi, C.21, S.63, s.1045-69.

Giray, Kıymet (1997). Çallı ve Atölyesi. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları.

Nurullah, Berk (Mayıs 1981), "Resim Sanatında Atatürk", Sanat Dünyamız, s.22.

Turan, Erol (Mart 1991), "Bugünün Türk Resminde 1950 Öncesinin Yeri" Kültür ve Sanat, S.9.

Yakar, Güllü (2017), "Portre Ressamlığından Gazete İllüstratörlüğüne Uzanan Kariyerinde Sabiha Bozcalı" SDÜ ART-E, C.10, S.20, s. 335-53.




2 תגובות


Emre Karataş
Emre Karataş
31 במאי 2021

👏👏

לייק

Kezban Mert
Kezban Mert
31 במאי 2021

Çok beğendiğim resimler hakkında bilgi almak güzeldi, kaleminize sağlık.

לייק
bottom of page