İthaki Bilim Kurgu Klasikleri Serisi ile bir grup kitapseverle, katıldığım okuma grubu sayesinde tanıştım. Henüz seriden sadece birkaç kitap okusam da okuduğum tüm kitapları çok beğendim H. G. Wells ile tanışma kitabım olan bu kitabı aldığımda bundan yıllar önce izlediğim Görünmez Adam adlı filmi hatırladım ve filmin bu kitaptan uyarlanmış olabileceğini düşündüm. Daha öncesinde filmi izlemiş olduğum için bu kitaba başlarken tereddütlerim vardı ancak kitabı okumaya başlayınca anladım ki kitap ile film tamamen birbirinden farklı iki ayrı kurguydu.
Kitap, yazarın Tuhaf Adam olarak adlandırdığı birinin kasabaya gelerek bir pansiyona yerleşmesiyle başlıyor. Kasaba halkına göre oldukça tuhaf giyinen ve çok gizemli görünen bu adam, onu gören herkesin ilgisini üzerine çekiyor. Belki de bu ilgiden kaynaklı onunla iletişim kurmaya çalışan herkese oldukça kaba davranıyor. Onun bu hareketi insanları kendisinden uzaklaştırmanın aksine, insanların ona daha çok merak duymalarını sağlıyor. Üstelik bu gizemli yabancının yaptığı tuhaf çalışmalar ve pansiyon odasını mini bir laboratuvara dönüştürmesi tüm kasabanın gündemine oturmasını sağlıyor.
Karakterimizin ihtiyaçlarını karşılamak için çekinmeden yaptığı hırsızlıklar talihsiz olaylar silsilesini birbiri ardına sıralıyor ve bu tuhaf giysilerin altında aslında bir beden olmadığı ortaya çıkıyor. Karakterimiz öfkesine kapılmayıp biraz daha akıllıca davransaydı sırrı ortalığa dökülmeden oradan uzaklaşabilirdi. Ancak içinde bulunduğu durumu kaldırabilecek ve mantıklı davranabilecek psikolojide değildi ne yazık ki.
Başkarakterimiz Griffin genç ama oldukça hırslı bir bilim adamı. Çok büyük bir buluş yapıp bilim dünyasını sarsmayı hayatının tek amacı haline getirmiş ve sadece bunun için yaşıyor. Öyle ki bu uğurda babasının intihar etmesine neden oluyor ve buna hiç üzülmediği gibi cenazesini kaldırmanın bile onun için zaman kaybı olduğunu düşünüyor. Babasından çaldığı paralarla işinden ayrılıp bir pansiyona yerleşerek deli gibi çalışıyor ve sonunda amacına ulaşarak görünmezliği buluyor. Bunu ilk olarak bir kedi üzerinde -bir kedi sahibi olarak hayvanlar üzerinde deney yapılmasından hiç haz etmiyorum- deniyor ve başarılı oluyor. Sonrasında sabırsızlıkla neler olabileceğini hiç düşünmeden deneyi kendi üzerinde de uyguluyor, yine başarılı oluyor.
Kapıldığı bu hırs ve özgürlük duygusuyla her şeyini yakarak yollara düşüyor ve yolun sonu yukarıda bahsettiğim kasaba oluyor. Görünmezliğin avantajları gibi dezavantajları da olduğunu anlaması çok uzun sürmüyor. Görünmez olarak özgürlüğe kavuşuyor ancak bir süper kahramana dönüşmediğinden sıradan bir insan olarak yaşam ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bunların getirdiği zorluklarla hırsı öfkeye dönüşüyor ve insanlık için çok tehlikeli bir hal alıyor. Sadece kendini düşünen bu kaba saba adamın macerasını okurken oldukça heyecanlandım. Nasıl bencil bir kişiliğe, cani birine dönüştüğünü görerek şaşırdım ve merak duygusuyla bir çırpıda bitirdim kitabı.
Sonunun nereye varacağı ve kitabın nasıl biteceği hep aklımın bir köşesini kemirdi durdu. Hırs ve bencilliğin, öfkeyle birleşince önce kendimize ve sonrasında insanlığa nasıl zarar verebileceğini çok güzel anlatan ve okuru oldukça düşündüren bir kitaptı. Kitabın 1897 yılında yazıldığını düşününce yazarın yaratıcılığına hayran olmamak ve kendisine büyük bir saygı duymamak mümkün değil. Görünmezlik kavramı henüz ortada yokken böyle bir kitap yazmak gerçekten çok büyük bir başarı. Yaratıcı bir kurguyla tasarlanarak bilim kurgu ve fantastik öğelerle harmanlanmış bu kitabı okurken oldukça keyif alacak ve sık sık kendinizi bir şeyleri sorgularken, derinlere dalıp düşünürken yakalayacaksınız.
KAYNAKÇA: Görünmez Adam H. G. Wells İthaki Yayınları Türkçesi: Ali Kaftan 225 Sayfa, 2013