google-site-verification: google5de5c95d93b82466.html Tedirgin Olmanın Hayatımızda Bıraktığı Etkiler | Meftun.Art
top of page
  • Yazarın fotoğrafıBuket Ceylan

Tedirgin Olmanın Hayatımızda Bıraktığı Etkiler

Tedirgin olmak nasıl bir duygu? Tedirgin olmak zaman zaman iyi midir?

Bana bir seçenek sunulsaydı tedirgin olmak yerine beni tedirgin eden durumu yaşamayı seçerdim. Ne zaman tedirginlik hissi bedenimi kaplasa ömrümden yıllar eksilir. Kaygılandığım şey her ne ise kalp ritmimi etkiler. Bu durumu çoğumuz yaşıyoruzdur. Anksiyete seviyesinden bahsetmiyorum bile! Yalnızca sıradan hayatımızda yaşadığımız hafif adrenalin içeren tedirgin edici durumlardan bahsediyorum. Bu histen nefret etmemizin sebebi bana kalırsa belirsizlik yani tedirgin olduğumuz durumun sonucunun nereye bağlanacağını bilmeyişimiz. Belki de kaygılandığımız durumu yaşasak geçecek ve son bulacak fakat bizi asıl korkutan şey: beklemek.


Ne yazık ki, bu durumdan daha zor durumda olanlar da var. Onlar ise gelecek için sürekli tedirgin olan kişilerden başkaları değil. Bu tür kişiler anda olmayı bilmez bu yüzden hayatları endişe içinde geçer. Sürekli olarak ileride yaşayabileceği her türlü riskli durum için endişe duyarlar.


Sadece anda olmanın farkında olsa da başaramayan ve gelecek kaygısının önüne geçemeyen kişilerden bahsediyorum. Bu onlara verilmiş fena bir cezadan başka bir şey değildir. Aslına bakılırsa bu kişiler duygularını kontrol etmek konusunda kendilerini geliştirebilirlerse kaygı durumunu en aza indirebilirler. Endişe, sürekli olarak negatif enerji dağılımına yol açmakta olduğundan duygu durumunu dengeleyebilmek bu kişilerin hayatını büyük oranda pozitif yönde değiştirir.

Çoğu zaman hepimiz tedirgin olduğumuz zamanlar geçirebiliriz. Bu zamanlarda unutmamamız gereken tek şey anda olmayı yeniden başarabilmek ya da en azından başarmaya çalışmak. Çünkü bu şekilde hayat sürdürebilmek gerçekten çok zor.

Ömrü, M.Ö- 5, M.S- 65'i görmüş olan ünlü Romalı düşünür olan Seneca, yüzyılların konusu olan tedirginlik meselesi için ''Gelecekteki olaylar hakkında endişeli olan akıl perişanıdır.'' diyerek bu duruma değinmektedir. Buraya kadar bahsettiğim kaygı durumu kötü huylu olanıydı. Hayatımızda bazen yıkıcı etkiler bırakacak olanıydı. Peki yeterli kaygı durumu yaşamanın hayatımızda nasıl bir yeri vardır?


Zannımca, tamamıyla olumlu bir durum çünkü hayatta ufak da olsa kaygılanmayan insan amaçları doğrultusunda başarılı adımlar atamaz. Kaybetme veya kırılma benzeri kaygılar taşımazlar bu yüzden de çoğu zaman bu durumdan kaynaklanan yere çakılma olayı yaşanır. İşte tam olarak bu yüzden duygularımızı kontrol etmeyi, anda kalmayı öğrenmemiz gerekir. Sadece ne yapacağımızı düşünürken kaygılanmamız iyi olacaktır.


Birçok yol çıkacak karşımıza. Dikenli yollar için tedirginliğe kapılmayın geçmemiz gerekirse geçeriz ama kesinlikle tedirgin olmak geçmekten ağır bir yüktür. Hayatımız ise aşırı kaygılanmak için yeterli bir süre tanımıyor bize.

Einstein'ın şu cümlesi ile sözlerimi noktalamak isterim ”Ben gelecek için hiçbir endişe duymadım, o yeterince hızlı geliyor.”

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page