google-site-verification: google5de5c95d93b82466.html Killing Eve Dizisinde Antisosyal Kişilik Bozukluğunun Yansımaları I Meftun.Art
top of page
  • Yazarın fotoğrafıAçelya Daştan

Killing Eve Dizisinde Antisosyal Kişilik Bozukluğunun Yansımaları

Güncelleme tarihi: 6 Ara 2022


Bir psikolojik gerilim dizisi olarak incelemeye aldığımız Killing Eve antisosyal kişilik bozukluğunu da içerisinde tanıtan bir dizi olarak karşımıza çıkmaktadır. Dizide Jodie Comer’ın canlandırdığı Villanelle karakteri antisosyal kişilik profili çizmektedir.

Antisosyal kişilik bozukluğu kendisini şu tipik tutum ve davranışlarda göstermektedir:


-yalan söyleme/ yalanı ortaya çıktığında ise herhangi bir utanç ve suçluluk hissetmeme

- içgörü/farkındalık eksikliği

-sert/kaba/duygusuz/küstah/alaycı tutum ve davranışlar

-sonucunu düşünmeden riskli eylemlere atılma

-eleştiriye ve engellenmeye tahammülsüzlük ve saldırganlık


Belirttiğimiz özelliklerin Villanelle üzerinde sıklıkla vuku bulduğuna şahit oluyoruz. Özellikle antisosyal kişiliğin ayırıcı baş özelliği olan kişinin riskli-olumsuz eylemleri sonucunda hiçbir pişmanlık belirtisi göstermemesi ve en ufak bir suçluluk hissinin olmaması Villanelle de göze çarpan bir tanı kriteridir. Kendisi dizinin bir bölümünde söylediği şu sözler ile de belirtisini özetler:


“Normal olmadığımı biliyorum. Bir şey hissetmiyorum.” Villanelle’in yaşadığı duygu yoksunluğunu ortaya koyduğunu görmekteyiz bu sahnede.



Antisosyal kişilik bozukluğu kriterlerini karşılayan bir kişinin süperego gelişimi patolojik olarak çok geride kalmıştır. Bu yüzden çalma, çırpma, toplumsal normları yüksek oranda yok sayma eğilimleri bulunmaktadır. Tıpkı Villanelle'in toplum kurallarını yok sayarak davranması ve bunu umursamaması gibi...


Bu kişilik bozukluğuna sahip kişilerin agresiflikleri dünyaya karşı kendilerini savunmak için bir kalkandır çünkü psikanalitik araştırmalara göre bozukluğun temelinde bozuk ve patolojik nesne ilişkilerini içerisine alan bebeklik-çocukluk dönemi bulunmaktadır. Bu kişilerin yaşamının erken dönemlerinde ebeveyni/ebeveynleri tarafından yok sayılma, ihtiyaçlarının karşılanmaması, manipüle edilme veya şiddet yolu ile sakinleştirilmeye çalışılmaya maruz kaldığı düşünülmektedir. Kişilik bozukluğunun çekirdeğinde terk edilme düşüncesi yattığından başka şekilde davranma seçeneklerinin olmadığını öğrenmişlerdir. Villanelle de bebekliğinde annesi tarafından istenmeyip yetimhaneye terk edilmiş bir çocuk olarak dünyanın düşmanca olduğunu ve kendisini bu çatışma alanından koruması gerektiğini çok erken yaşta zihnine kodlamıştır.



Villanelle insanları çok farklı şekillerde öldürürken yüzünde mimik bile oynamamaktadır hatta acı çeken insanlar ona haz vermektedir. İnsanlarda kalıcı izler bırakmaktan, onları zarara uğratmaktan müthiş bir zevk duymaktadır çünkü Villanelle’in temel inanışı buna göre biçimlenmiştir. İnsanların güvenilir olmadığına, kendi çıkarları için onu sömürebileceklerine inandığından duygusallığa mahal veremez. Duygusal olursa harcanacaktır. O yüzden başkaları onu yok etmeden o diğerlerini yok eder. Ona göre dünya bir savaş alanıdır ve insan ilişkileri çatışmadan ibarettir. Biri var olurken diğeri yok olmak zorundadır. Villanelle de var olmak için yok etmeyi seçmiştir çünkü ancak bu şekilde hayatta kalacağına inanmıştır, inandırılmıştır.


Ayrıca dizide Villanelle’in öldürdüğü erkekleri hadım ettiğine birden fazla örnekle şahit olmaktayız. Antisosyal kişiliklerin acı vermekten haz duydukları için cinsel ilişki sırasında da sado-mazoşik davranışlar gösterebileceğinin bir kanıtıdır bu.



KAYNAKÇA


178 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page